İnsanın bulunduğu her yerde inanç ve kutsal da bulunur.
İnanç ve kutsal, farklı toplumlarda farklı şekillerde görülür. Ancak farklı
toplumlarda ortak inanç ve kutsallar da görülür. İnsanların inançları ve kutsal
kabul ettikleri, aynı toplumda bile farklı şekilde algılanabilir ve farklı
uygulamalar görülebilir. Temelde toplumlarda ortak noktalarda buluşan kutsallar
ve inançlar bazen küçük ayrılıklarla da karşımıza çıkabilir. İnsanlar,
çevresindeki cisim, yer ve olguları, kutsal kabul ederek yaşamlarını
anlamlandırmaya çalışırlar. Yurt, bayrak, toprak, su, mezar gibi kavramlar
toplumumuzun kutsal kabul ettiği olgulardır.
İnsanların yaşamlarında üç önemli evre vardır. Bunlar:
doğum, evlenme ve ölümdür. Bu evrelerden her biri, bir dönüm noktasıdır. Bu
noktalar, insanların inanç ve uygulamalarının şekillenmesinde köşe taşlarını
oluşturur. İnsanların, ölüm sonrası konusunda da birtakım inançları ve
uygulamaları bulunur. Gündelik yaşamda bu dönemlerle ilgili yapılan
uygulamalar, toplum kültürünün önemli bir bölümünü oluşturur. Her kişi
toplumdaki bu inanç ve uygulamaları ile dünyada ve ahirette mutlu olmanın
yollarını bulmaya çalışır.
Bu çalışmada Kayseri ilinin Sarız ilçesinde ve köylerinde
yaşamakta olan Avşarların geçmişten günümüze aktardıkları gelenek, görenek ve
inançlarını dinler tarihi açısından değerlendirmeye çalıştık. Gündelik
yaşamdaki doğum, evlenme ve ölüm başta olmak üzere hastalık, göz değmesi,
bayram ve düğün gibi birçok olayla ilgili Avşarların inançlarını ve yaptığı
uygulamaları bilimsel bakış açısıyla aktarmaya çalıştık.
Doğumdan önce ve sonra yapılan uygulamalar, kısırlığa
karşı alınan önlemler, doğacak çocuğa ad koymak, çocuğun cinsiyetinin
belirlenmesi, evlilik gelenekleri ile ölüm öncesi ve sonrasındaki inanç ve
uygulamalar konumuzun önemli bir bölümünü oluşturur. Günlük hayatta ise
Avşarların yağmur yağması için yaptığı uygulamalar, ziyaret edilen kutsal
yerler, kendilerine özgü dua, beddua ve deyimler dinler tarihi açısından
değerlendirilmeye çalışılmıştır.
İnsanlar doğumdan ölüme kadarki süreçte, birçok inanç ve
uygulamalarla iç içe yaşamını sürdürür. Bu inanç ve uygulamalar, toplumun
karşılaştığı coğrafya, iklim, sosyal ve kültürel çevre ile etkileşim içindedir.
Toplumdaki inanç ve uygulamalar, kültürel yapıyı etkilerken, kültürel yapı da
bazen inanç ve uygulamaları etkilemektedir. Yapılan bazı uygulama ve gelenekler
bilerek ve kasıtlı olarak sürdürülür. Atadan, dededen kalma olan uygulamalar
yapılış amacı pek bilinmeden de sürdürülebilir. Avşarların kaybolmaya yüz
tutmuş gelenek, görenek ve inançların da olduğunu düşünmemiz, bu çalışmayı
yapmamızın önemli bir nedenidir.
Avşarlar Orta Asya ve çevresinden gelirken, eski inanç ve
uygulamalarını da yanlarında getirmiştir. Biz de bu çalışmada Avşarların,
İslam’dan önceki Gök Tanrı inancı kültüründen kaynaklanan gelenek, görenek ve
inançlarını günümüz inanç ve uygulamalarıyla karşılaştırarak dinler tarihi
açısından değerlendirdik. Kayseri-Sarız ilçesi ve köylerinde bulunan Avşarların
gelenek, görenek ve inançlarını küreselleşen dünyada hangi şartlarda ve ne
derecede yaşatmayı sürdürdüklerini göz önüne sermek amacıyla ele alınmıştır.
Avşarlar hakkında dinler tarihi alanında yapılmış olan
çalışmalar oldukça azdır. Avşarların inançları ve gelenekleri hakkında
yayınlanmış eserler, yüzeysel anlatılmış ve birkaç konudan öteye geçmemiştir.
Bu çalışma ile eksikliği hissedilen birçok konuyu açıklığa kavuşturmak istedik.
Yapılan bu çalışma inanç ve gelenekler açısından Avşarlar hakkında geniş
kapsamlı bir araştırma ve veri toplama çalışmasıdır. Avşarlar hakkında yazılmış
eserlerin önemli yerlerini aktarmak ve alandaki kişilerle görüşmeler yapmak, bu
çalışmanın dinler tarihi açısından önemli olmasını sağlamıştır.
ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL, TARİHSEL VE UZAMSAL ÇERÇEVESİ
1.1. AVŞAR KELİMESİNİN ANLAMI
Anadolu’da daha çok Avşar adı kullanılmakla birlikte Afşar olarak kullanım da sık sık görülmektedir. Azerbaycan, Afganistan ve İran çevresinde ise Afşar olarak bilinmektedir. Avşar’ın kelime anlamı Reşîdüddin’e göre “işinde çevik ve avcılığa düşkün” demektir. Kaşgarlı Mahmut Divan-ı Lügat-it Türk (Türk Dili Sözlüğü) adlı eserinde Avşarların damgasının
1.2. AVŞARLAR’IN KÖKENİ
Avşar, Türkmenlerin/Oğuzların atası olan Oğuz Kağan’ın Bozoklardan olan oğlu Yıldız Han’ın büyük oğludur. Avşarların tarihte ilk yurtları, Orta Asya ve çevresi olarak bilinir. Günümüzde ise Türkiye, Balkanlar, İran, Azerbaycan, Suriye, Afganistan, Irak ve çevre ülkelerde yaşamlarını sürdüre gelmişlerdir. Anadolu’da ise Kayseri, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adana, Burdur, Karaman başta olmak üzere diğer illerimizde de yaşamaktadırlar. Avşar ya da Afşar adını taşıyan beldeler ve köyler oldukça fazla görülür. Avşar sözcüğü, soyadı olarak da kullanılır. Avşarlar Türklerin çoğunluğunda olduğu gibi İslam dinine mensupturlar. Avşarlar İslam dininde bulunan farklı mezheplere de mensup olmuşlardır ve bu durum yöreden yöreye, ülkeden ülkeye göre değişir. Örneğin; Anadolu’da Hanefi ve Alevi Avşarlar bulunurken, İran’da Caferi ve Kızılbaş Avşarlar bulunur.
1.3. AVŞARLAR’IN TARİHİ VE COĞRAFYASI
Türkler Orta Asya’da ve Ön Asya’da İslam öncesinde yarı göçebe yarı yerleşik durumdaydılar. İslam’dan sonra ise Selçuklu Devleti ile birlikte şimdiki İran, Suriye, Irak bölgelerinde ciddi bir güç oluşturmuşlardır. Ve Sonuçta 1071 yılından başlayarak diğer Türkmen boyları ile Anadolu’ya akın akın gelip yer tutmuşlardır. Ancak Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılmasıyla birlikte beylikler oluşmuş, bölgesel savaşlar ve çekişmeler yaşanmıştır. Avşarlar da bu süreçlerde birçok etkin rollerde kendilerini göstermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder